Kayıtlar

Kasım, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Benim sayfam "erkek" mi!?

Resim
Grup yorumun 25. yıl konserinde ordaydım. İnönü stadyumunda, o elli bin kişinin arasındaydım. Bazıları güldü "şakacı seni, bi konser için o kadar yol gidilir mi?" diyip , dalgasını geçti. Bazıları bravo dedi harikasın! İki fikir de çok umrumda değildi. Canım o gün orda olmak istedi. Gittim... Gittik... Biricik kankam Ekin, eşi Hayro, Başak ve ben... 4 kafadar atladık arabaya, bir Mayıs sabahı çıktık yola. Beni o gün ille de "orda olmalıyım" duygusuyla İstanbul'a sürükleyen nedenler başka bi Çarşamba'ya kalsın :) Ben şimdi parmağımı ayrı bi noktaya  basacağım. O gün o konserde Tuncel Kurtiz de vardı ve sahneye çıkıp "Grup Yorum" un doğşuyla ilgili bi konuşma yaptı. Dedi ki o konuşmada: "Bundan 25 yıl önce bir "oğlan çocuğu" doğdu! Adını "grup yorum" koydular!" Çok güzel bi konuşmaydı... ve lakin biz konuşmanın,  o kısmına takıldık! Yorum da "oğlan" mış...dedik. Oturduğumuz yerde eleştirimizi ver

Gel...!

Resim
"Bin kere tövbe etsen de yine gel...!" :) Bikaç gün önce Ayfer'le ders çalışırken araya küt diye şu cümleyi soktum: "Aaa! sana asıl güzel haberi vermedim ben. Teoman müziğe geri dönüyormuş!" Sesimi duysanız, hayatımın müjdesini veriyorum sanırdınız... Düşünün ki haberi bile bu hale getirdi. Gerçeği ne yapar beni...!? :) Bikaç yıl önce bi röportajını okuduğumda,  ne çok hayal kırıklığına uğramıştım oysa.  Kafasındaki ideal kadını tarif ederken: " İdeal kadın asla diz izi  yapmış pjamayla dolaşmayan kadındır" cümlesiyle karşılaştığımda. İdeal kadın, seksi kadın hep bakımlı olmalıymış. Saçı başı bi yerde, ortalıkta  salaş kıyafetlerle dolaşan bi kadın onun için asla "arzu nesnesi" olamazmış! Nasıl yaaa! demiştim. Bu ne şimdi? Bu nasıl açıklama? Sen de mi Brütüs?  edesıyla...moddan moda  sokmuştu beni. Öyleyim işte ben, napiym?Öyle bi özdeşlik kuruyorum, öyle bi içsellik yaşıyorumki sevdiğim insanlarla,  kurduğu her cümleden, attı

Aşk aslında çok kirli bi şeydir!

Resim
Hayal edebileceğiniz en güzel aşk sahnelerinden birini  düşünün. Adam yatakta sırtüstü yatmış mızıka çalıyor  olsun...muhtemelen az önce sevişmişler ya  da biraz sonra sevişecekler. Kadının bakışları "odaklı"...sadece baktığı şeyi görüyor. Adamın bu sahneden biraz önce kadına tecavüz ettiği bilgisi yok kafanızda , ya da başka bi sahnede - ağzına gelen bütün küfürleri en aşağılayıcı  şeyleri sıralayıp, "sana bütün bunları yaptırsam beni gene de sever miydin?" diye sorduğunda, bunları ve bundan çok daha kötülerini  de yaptırsan gene severdim cevabına, ağzımı beş karış açtığım o anı hatırlamıyor olayım  ben. Şiir bile yazılırdı belki bu fotoğrafın altına... Heyhat! filmi izledim. Biliyorum... Misal, o çarşafların leş olduğunu...mekanın ev bile değil, bomboş kırık dökük pis bir  otel odası olduğunu, adamın kadına neler yaptığını hatırlıyorum!  Ne köşedeki çiçekçiden alınmış taze çiçekler, ne sürpriz bir hediye, ne romantik bir akşam yemeği ne de final sahnesine