Kayıtlar

Temmuz, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

AYŞE ARMAN: YÜZ YIL YAŞAYACAĞIMI BİLSEM GENE ÖMER'LE YÜRÜMEK İSTERİM BU YOLU...

Resim
Evindeyiz bir gün. Balkonunda kahve içiyoruz. Babamı anlatıyorum ona… Evlatlık olduğunu ve bunu düğün gününde, damat traşı olurken öğrendiğini… Sonra geçiyorum başka konuya, sonra bir başkasına… Bir saat, belki daha fazla bir zaman geçiyor. Birden şöyle diyor. “Benim aklım hala babanda Oya! O an ne hissetti… Yüzünde nasıl bir ifade belirdi… O gece annenle seviştikten sonra uykuya kolay kolay dalabildi mi…Yoksa o yastık yüzüne battı mı?” İşte bunlar hep merak! Ayşe Arman için çok şey söylemek mümkün. Evet çok çalışkan; çok özgün. Türkiye’nin belki de en nev-i şahsına münhasır gazetecisi o! Yapılmayanı yapıyor, sorulmayanı soruyor. Ve bunu bin yıldır çıtayı hep daha yükselterek devam ettiriyor. Nasıl mı? “Bir sır varsa da, en azından ben bilmiyorum” diyor. O sırra ermek mümkün değilse de, en yakın bilgiyi veriyorum şu an size. Ayşe Arman merak ediyor… Benim babamı, senin kaşındaki yara izinin kimden kaldığını, ötekinin neden o esnada, kolunda saat olmadığını… Bu yüzdendir belki de

MATMAZEL NE KADAR GÜZELSİNİZ BENİMLE EVLENİR MİSİNİZ?

Resim
ZUHAL TEKKANAT: BİR DE AH!... KEŞKE HİÇ AYRILMASAYDIM... “Sizinle rakı içmek istiyorum” dedim. Şaşırdı bir an, duraksadı biraz… Sonra o mavi gözlerini çakmak çakmak gözlerime dikti ve “ne zaman?” dedi.  Neden, hangi münasebetle değil, sadece “ne zaman?” Siz ne zaman uygunsanız? dedim. Yeter ki “evet” deyin. “Evimde ağırlamak isterim o zaman seni” dedi. “Önümüzdeki hafta sonu buyur gel.” Gittim. Bir köpeği, üç kedisiyle yaşıyor Zuhal Tekkanat. İki odalı, müze gibi, bütün duvarları Cemal Süreya fotoğrafları ve şiirleriyle dolu bir evde. Hiçbir şeyi atamayan, atmaya kıyamayan bir kadın. Biriktirmiş… Aşkının hatırasını, yazdığı mektupları, eski tarihli gazeteleri, dergileri… Birinin yazdığı bir hayran notunu, oğlu Memo’nun kıyafetlerini, Cemal Süreya’nın kalemini, eve gelen çiçekleri, her şeyi… Koca bir hayat orda öyle somut halde duruyor gözlerinizin önünde. Sadece hatıraları değil, o hatıraların işaretlerini de taşımış boynunda. Hiçbir nesne sadece “nesne” değil.  Kalem sadece k