tag:blogger.com,1999:blog-8802468347418079982.post2790812492100718286..comments2022-12-25T11:41:48.824+03:00Comments on oyalamaca: Köşe yastığıoyalamacahttp://www.blogger.com/profile/11502839948483814011noreply@blogger.comBlogger5125tag:blogger.com,1999:blog-8802468347418079982.post-24839983326555073642013-11-03T00:42:13.946+02:002013-11-03T00:42:13.946+02:00Yazarlık izgüdüsünden çok hemcimslerin birbirini ç...Yazarlık izgüdüsünden çok hemcimslerin birbirini çekememesinden anlaşılacak bir durum. abartma sende :) <br />dipnot 1: 2 kez abartma kelimesi. <br />dipnot 2: bir bayanın her zaman çok yazı yazması, bende şüphe uyandırır.<br />dipnot 3: -Evet, ilişkilerim uzun sürmüyor bu yüzden.. <br /><br />Tembel kihttps://www.blogger.com/profile/14506037150360684833noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8802468347418079982.post-78665867952562453842013-11-02T23:40:38.896+02:002013-11-02T23:40:38.896+02:00Benden duymuş olma ama; hepimiz bugün var yarın yo...Benden duymuş olma ama; hepimiz bugün var yarın yokuz! :) Büyük patlamadan önce dünya da zaten yokmuş diye giderim şimdi de gerek yok o kadarına :) Öz önce belirtmek istediğim de tam böyle bişeydi işte. Daha yukardan bakmak daha havalı aslında di mi? Birbirini paralamak, eleştirmek, laf sokmak hatta daha ileri gidip bi yerinden kıl aldırmamak bla bla bla tamam bitti ;) dipnot: cinsiyetini hiç merak etmedim çünkü zaten erkek olduğunu düşünmüştüm direk! öny-yargı mı? altıncı his mi? ama yazar içgüdüsü dersek daha hoşuma gider sanki :))oyalamacahttps://www.blogger.com/profile/11502839948483814011noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8802468347418079982.post-12500260788718135912013-11-02T23:13:44.598+02:002013-11-02T23:13:44.598+02:00her sayıdan sonra birbirinin poposuna vuran voleyb...her sayıdan sonra birbirinin poposuna vuran voleybolcu kızlar gibi fazla pojpohlanmamımıza gerek yok. Bende bu günlerde bende bir şeyler yazıp- paylaşma hevesindeyim. Ama benim her şeyim bir heves. bugün var yarın yokum. adı da hazır. Cımbızlı <br />esin kaynağıda belli:<br /><br />Ne atom bombası,<br />Ne Londra Konferansı;<br />Bir elinde cımbız,<br />Bir elinde ayna;<br />Umurunda mı dünya! (orhan veli) <br />dipnot: Bu yorum sahibi erkektir. (yorumlarımda cinsiyet vurgusu yapmak istemedim ama voleybolcu kızlar örneği biraz absürt oldu.) Tembel kihttps://www.blogger.com/profile/14506037150360684833noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8802468347418079982.post-67291893275875219032013-11-02T22:59:15.891+02:002013-11-02T22:59:15.891+02:00:) Sen şahane bi okuyucusun ama anladığım kadarıyl...:) Sen şahane bi okuyucusun ama anladığım kadarıyla da hiç fena bi yazar değilsin ;) Samimiyetime ne kadar inanırsın bilmiyorum ama işin aslı ben yazarken senin o söylediğin hesapların hiçbirini yapmıyorum. Bu yazıyı yazdığım anı da çok iyi hatırlıyorum. Ne başlığı vardı kafamda ne de o anda yazı kafası. İnternette gezerken bu fotoğrafı gördüm. Fotoğraf bende çok itici bi güç. Gerçek bir olayı ya da tamamen popomdan uydurduğum önceden tasarladığım bi konu değlise en iyi ilham fotoğraf oluyor bana. Direk kendisi çağırıyor cümleleri. Ama sende yarattığı duyguyu sevdim:) üzerine düşündürmüş çünkü...yapıcı eleştirine gelince, özellikle iplemediğim bi konu. Çünkü onu hesap ederek yazarsam bu kez kendim haz almıyorum. Kendim sevmeyince benim sevmediğimi okuyan nasıl sevsin yargısı oluşuyor kafamda. Ha çok bodoslama da iyi değil, asgari ölçüde dikkat etmek lazım belki de! çoook teşekkür ederim tekrar. Düşünen ve yorumlayan aklına!oyalamacahttps://www.blogger.com/profile/11502839948483814011noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8802468347418079982.post-59393307213461780272013-11-02T21:58:29.545+02:002013-11-02T21:58:29.545+02:00Çok hoş bir yazı o)muş..
Girişte okuyucuyu kendin...Çok hoş bir yazı o)muş.. <br />Girişte okuyucuyu kendine çekmek için, birbirimizi anlamamız için türlü benzerlikler olduğuna ikna ediyorsun. Sonra yazı yazmanın zorluğundan dem vurup biraz önce yazdığın başarılı giriş sonrası hafif böbürlenip. şu cümleyle ("kurduğumuz her hayal her daim gerçeğiyle yek vücut olamıyor." ) alçakgönüllülük gösteriyorsun. <br />(-hayal ettiğimi değil ama ihtiyacım olana sahibim. SUNSETLIMITED 2012)<br /> "dört tane domatesle bile kocaman bi derdin olabiliyor" özlüsöz olacak bir cümle kurup, dünyanın bizleri mutsuz etmek için her zaman pusuda bekleyen bir sıkıntısı olduğunu haklı olarak, ezik domatesle güçlü bir şekilde savunuyorsun.<br />Birden bire karşı düşüncelerin olduğunu düşünüyorsun. yazarlık icgüdüsü olmalı yada yem atıyorsun, kendini teslim edip. ikimizinde bir farkı yok demeye getiriyorsun. Ellerinden kurtulmak için "acılara tutunmak" deyimine bütün suçu yükleyip. kendini geri çekiyorsun. <br />(kendi kendimizin eksiğiysek her şey eksik oluyor. GEOTHE)<br />Acılara tutunmanın vucut bulmuş hali, köşe yastığı, bütün zevlerin - boş vermişliğin bir metası haline geliyor. <br />Matrix filminde Neo 'ya hapları uzatıp seçimini yapmasını isteyen Morpheus gibi seçimler sunuyorsun. kendi seçiminin eleştirilmesin diye başkalarının seçimlerini hoş görme çabası hissediyorum son sözlerinde..<br />(--mavi hapı seçersen: hikaye sona erer. yatağında uyanırsın istediğin herneyse ona inanırsın<br />--kırmızı hapı seçersen: harikalar diyarında kalırsın. bende tavşan deliğinin gittiği yerleri gösteririm. MATRIX1999)<br />(Sonuç Cümlesi)<br />Bizi köşeye yatırıyorsun.Köşe yastığınıda elimize verip. zevkini çıkart diyorsun..<br /><br />(Yapıcı Eleştiri)<br />Türkçe öğretmenin kompozisyon dersinde giriş-gelişme-sonuç bülümlerini anlatırken bunların gerçekte paragraflarla ayrılması gerektiğinden bahsetmemiş galiba. Konuya direk girmişsin. biz zor çıkıyoruz.. : )Tembel kihttps://www.blogger.com/profile/14506037150360684833noreply@blogger.com