Kayıtlar

Şubat, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

7'de 7! Gündemi ikili ilişkilere uyarlama şeysi...

Resim
1- O'na minik ses kayıtları hazırlayınız...sonra gecenin ilerleyen saatlerinde kulağına üflersiniz... 2- Halka açık ortamlarda "sevgilim bana Mars'ı alacak" diyip hemen ardından şuh kahkahalar atınız...Bu diğer kadınların sevgilinize olan ilgisini artıracak, sizin de ona daha tutkuyla bağlanmanızı sağlayacaktır.(Kaybetme korkusu her zaman işe yarar!) 3- Hazırladığınız sürprizleri "belli" kutulara yerleştirmeyi unutmayınız. Sonra tercihe göre onları sıkı sıkı bağlayabilirsiniz. (Merak arzuyu artırır!) 4- "Biz onunla iyi günde kötü günde diye söz verdik" şeklinde demeçler vermeyi unutmayınız....(Halk onayı çok mühim! Vefalı kadın imajıyla topluma yaranmayı ihmal etmemelisiniz!!!) 5-Yukardaki maddeleri tek tek uyguladınız; fakat işe yaramadı mı? Hala ilişkinizde bi kıpırdanma bi aksiyon yok mu? Yüreciğiniz pır pır atmıyor mu? Paniğe mahal yok. Vazgeçmek pes etmek yok! Israrla üstüne gitmeye bu kez "yavuz hırsız ev sahibini bastırır"

Hıyar

Resim
"Şevkatini de al git, şehvetin de senin olsun. Ne var ki biz dost bile değilmişiz aslında...varsın o da yalan olsun..." demiştim ona en son. Aklı üç gün sonra geldi benimkinin.  Şevkatli dokunuşun yeter demek isterdim aslında...ama bilmem kızar mısın? şu an hayvanlar gibi sevişmek istiyorum seninle dedi. " "Eeee...sen ne cevap verdin?" diye sordum. "Üzgünüm...canım bu ara hıyar çekmiyor dedim. Gitti." "Hahaha, bi de eline tuzluk tutuştursaydın bari, son gidişi mi oldu peki?" "Bilmem...ama sanmam. Bence bütün gidişler, sondan bir önceki sanki..."

İyi ki bi çükünüz var!?

Hayat bu! Eşref saatimiz var, eşşek saatimiz var. Her şeyi alttan alıp, gülüp geçtiğimiz, herşeyin üstüne atlayıp parça pinçik etmek istediğimiz anlar var. Bi de bizim muayyen zamanlarımız var mesela. Alnımızın ortasında pörtleyen koca bi sivilce, arkasından gelecek fırtınanın habercisi bazen. Bazen de sinsice geliyor her şey. Hissetmiyorsunuz bile. Az önce köpeğim Hatun'da farkettiğim o kırmızı yara gibi. Dün yoktu. Hatta sabah da yoktu. Şimdi var. Orda ve bütün sinirlerimi laçka ediyor baktıkça. Yarın veteriner yolcusuyuz. "Merak etmeyin, muhtemelen mantar, ve çok kolay bi tedavisi var" dedi telefonda ama; dedim ya, olmuyor işte. Sinirleriniz her an her şeyi kaldıracak güçte olmuyor. Dün çok kolay göğüsleyebildiğiniz bir ipi, bugün elinize ayağınıza dolaştırabiliyorsunuz...Tuhaf. Saat akşam 10 civarı. Sokağın başındayım tam; apartmana yönelmek üzereyim. Önümde bir araba duruyor. İçerden kendine insan süsü vermiş bir kafa çıkıyor. Arkasındaki ticari taksiye sesleniyor.