Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bıyıklı göbekli Mustafa Efendi'nin aşık olmaya hakkı yok mu?

Resim
KEMERLERİNİZİ BAĞLAYIN İyi bir film izleyicisi olduğu için önce ona sordum. Kesin izlemiştir mantığıyla. -Selim Ferzan Özpetek'in son filmini izledin mi? -Hayır izlemedim. İzlemeyi de düşünmüyorum. -O ne keskin bir cevap oldu öyle be! o niye? -Bütün yönetmenlerin şu klasik esas oğlan fotoğrafından çok sıkıldım. Sanki göbekli Mustafa efendi'nin aşık olmaya hakkı yok(muş) gibi. En büyük aşklar ille de Büst gibi oğlanlarla manken gibi kızların arasında yaşanabilir(miş) gibi. Bi tanesi de altarnetif bi karakter yaratsın sahiden. Dişimi kıracam. Tam burda bi açıklama düşmek istiyorum. Selim yakışıklı bi velettir. En azından ben öyle buluyorum :) Bu bir kişisel kompleks eleştirisi değil yani. Yaptığı tespite bayıldım ben. Üstelik geçen hafta bir Ferzan Özpetek röportajı okumuştum ve aynen şöyle söylüyordu. " Anti kahraman yaratmak istedim!" Peki bir esas oğlan mühendis değil de musluk tamircisi olursa ya da biraz kıroysa  bu anti kahraman yaratmaya yeter mi ? Ant

Kılavuzu karga olanın burnu boktan çıkmazmış!

Resim
Halimizi bundan daha iyi anlatan bi cümle yok heralde. Tam da bu durumdayız. Daha fenası burnumuzu da geçti. Siz ne hissediyorsunuz bilmiyorum ama; hakkaten boğulmak üzereyiz. Bata çıka gidiyoruz. Kişisel gündem diye bi şey kalmadı. Bi kitap oku, bi film izle, ne bileyim dip boyan gelmiş mesela, git kendinle uğraş biraz. Ya da sevdiğin bi arkadaşınla otur lak lak yap.  Yok. Olmuyor. Bi an evet. Sonra gene aynı kısır döngü. Aynı isyan. Aynı endişe. Her şey dönüp dolaşıp aynı yere geliyor. "Ne olacak halimiz?" Hakkaten nereye doğru gidiyoruz? Frenimiz patlamış gibi yokuş aşağı yuvarlanıyoruz resmen. Her yer kaygan zemin. Her yer mayınlı. Eğer sokaktaysam, nerde ne yapıyor olursam olayım, beş dakika geçmeden önümden bir liseli grup geçiyor. En fazla 15-16 yaşlarında hepsi. Gezide de en çok onlar vardı. Şimdi gene en çok onlar var. "Berkin'in hesabını soracağız" diyorlar. Hepimizden daha cesur hepimizden daha protestler. Burunlarının dibinde gaz bombası atılıyor.

Filmmor Kadın Filmleri Festivali

Resim
Temasına bayıdım. Her yıl başka bi şeyin altı çiziliyor. Bu yılki Kendine ait bir cüzdan. 12.si düzenlenen bağımsız Uluslararası Gezici Filmmor kadın filmleri fevtivali bugün başlıyor. Bütçesizlikten sanırım, yalnızca İstanbul, Adana, Mersin ve Muğla'da olacaklar(mış). CÜZDAN KADININ ÖZGÜRLÜĞÜDÜR Ne sadece yaşadığımız zamanın ne de sadece bizim derdimiz değil evet. Dünyanın her yerinde kadın emeği ucuz. Dünyanın her yerinde kadın sorunu diye bi şey var. Ha oranları değişiriyor tabi.  Bizim bildiğiniz maaşallahımız var. Neredeyse her iki akşamdan birinde ana haberde bir kadın cinayeti haberi oluyor.  Ya ayrıldığı sevgilisi, ya eski kocası, ya kocasının bilmen ne menem götü çatı tarafından öldürülen kadınlar... "Bizim kadınlarımız...!" Çünkü yalnızca birlikte olduğumuz erkekler değil, önünde iki santim bi şey sallanan her mahlukat kendini bizden sorumlu tutuyor. En son kocasının askerden gelen erkek kardeşi tarafından öldürülen kadın haberini izlerken isyan etmiştim

Güle güle Berkin...

Resim
Kim bilir daha kaç kez kalkacak o yatağın "sağından" ve kaç kez dönüp küfredecek "soluna"... Sol yanı çiçeksiz onun! Sol yanı çorak. Sol yanından dere akmıyor... O yüzden sevmiyor ordan koşup gelen çocukları ve sevmediği her çocuğun da ordan geldiğini sanıyor...O paranoyak Berkin. Keşke sen o'nun kusuruna bakma diyebilseydim. Bu kadar ileri gidebileceğini hiç birimiz hesap edememiştik Berkin. Hiçbirimiz. O hala elinin kanıyla bize kükrüyor biliyor musun? Sevmediği her çocuğu birbirine benzetiyor. Hepimizi bi yerden gözü ısırıyor onun. Hepimizi aynı bok çuvalının içine tıkıyor. Bunlar ateist, bunlar terörist, bunlar çapulcu, bunlar ayyaş, bunlar bok kısaca. Bunlar tu kaka çocuklar...Hepimiz sakıncalı piyadeyiz onun için. Seni teselli edecek tek kelimem yok benim. Üç gün sonra hepimiz kendi hayatımıza dalıcaz. Geciken faturalarımıza kayacak aklımız. Geç gelen yemeğe, ansızın kesilen telefona, yetişmeyen işlere, aramayan sevgiliye kayacak. Herkes kendi h

8 Mart mı dedin?

Resim
Hala ve hala...çok uzakta değil hemen yanı başımda, mesai arkadaşım bir yakınıyla telefonda konuşurken, muhtemelen "kaç çocuğu var?" sorusuna "kızları da sayarsan 9 diyorsa...üstüne üstlük Burası Hakkari değil, Muş değil, Van değil Ankara'ysa. Hala ve hala, kırmızı ışıkta dalgınlıkla karşıdan karşıya geçen o yeşil etekli kadın, bi an kafasını kaldırıp hışımla şoföre "ne yaptığını sanıyosun sen?" hareketi yaptığında, şoför mahallinden yükselen ses " E hadi götünü başını sallamayı biliyon, yürü git senle uğraşmayım bi de" oluyorsa... Hala ve hala, başka bi gün başka bir şoför gene trafikte ve evet haksız olan kadındı ama; bizimkine  el kol hareketi yaptığında bizimkinin cevabı "kızmış bu kızmış yanıyo, kalık, kesin bekardır bu daha" oluyorsa... Hala ve hala,  tıpkı "yahudi iş adamı" der gibi, "alevi hakim" der gibi, "kadın yazar, kadın yönetmen" tabirleri kullanılıyorsa... Bi koltuğa oturunca k