Kayıtlar

Mayıs, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Arda Turan: Kazanmaya değil, mutlu olmaya oynarım!

Resim
Seviyorum evet. Beşiktaşlı olmama rağmen seviyorum. :) Nev-i şahsına münhasır buluyorum. Ama şunuyla ama bunuyla farklı işte. Çıkıntı. Korkarım ben bütün çıkıntıları seviyorum zaten...Aynı olmayan. Hemen yanındakine ya da bi arkadakine benzemeyen, kendine ait bir rengi bir sesi bir soluğu olan her şeyi ve her insanı seviyorum... Ama şimdi soru şu: bu yazıyı ne münasebetle yazıyorum di mi? Şöyle ki, kendileri Q dergisine röportaj vermiş. E anında gazeteye haber oluyor tabi. Kocaman puntolarla da atmışlar başlığı. "Ben bir kadını beğeneyim yeter ki!" Uyuz oluyorum. Hiç kaçmaz. Anında. "Hadi leeenn!" diyorum. Karşı savunmaya geçiyorum. "Sen de kimsin?" Haydi söyle söyle. Kızmayacağım. "İyi de sana ne oluyor, sanki senin için söylüyor, hasbama bak!" de :) Hah, işte böyle. Açık olalım birbirimize. :) Ne var ki işte tabiatımız batsın. Bizim de tabiatımız böyle. "Kadın milleti" değil miyiz? :) Her şeyi hemen alınırız üs

Tavsiye mektubu : 25th hour Lingerie ve Konstantin.

Resim
İnternette aylak aylak gezinirken keşfettim. Markanın adı 25th hour Lingerie.  Yaratıcısı Seda Oturan. Markanın sayfasında biraz dolaştıktan sonra kendimden geçtim. Resmen büyülendim. Futbol sadece futbol değildir! derken erkekler tam olarak neyi kastediyor bilmiyorum ama; ben de onlardan feyiz alıp "bir iç çamaşırı sadece bir iç çamaşırı değildir!" demek istiyorum. En azından 25th hour Lingerie değil. Her biri tek tek sanat eseri gibi. Ta lisede bi kitap okumuştum. Yüzde yüz düşünce gücü. Aklımda çok keskin bi şekilde yer eden bi cümle vardı o kitapta. Diyordu ki "bir fare kapanını bile diğerlerinden daha iyi yapıyorsanız birileri mutlaka sizi bulup çıkaracaktır!" Ota çöpe her şeye ahlaklı-ahlaksız çerçevesinden bakacaksak illa ki alın işte size bir ahlak örneği. "Her ne yapıyorsan iyi yapmaya çalışmak, baştan savma-MAK! En azından bunun için üstün bi çaba sarfetmek. Bence ibadet gibi bi şey. Özenerek hazırladığın kahvaltı masası da, düşünerek aldığın hed

Ahlak-çı !?

Resim
Hayatım boyunca ahlak-çı olmadım. En erken öğrendiğim şeylerden biriydi ahlakın insanoğlunun kendi icadı olduğu. Nasıl ki taşı taşa sürtüp ateşi bulduysa "ahlak" denilen şeyi de sonradan buldu. Ha ama önemli bi farkla. Ateşi doğadan üretti. Ahlakı kendi götünden. Gerçi götü göte sürtünce de bi şeyler türetebilseydi eminim onunla da iftahar eder, sonra onları yüksek bi yerlere koyar, aşağıdan bakıp bakıp kendi bokuna tapardı belki de. İnsanda bu potansiyel var. Yemin ederim var. Fazla kafa yormaya da gerek yok. Sadece narsistlere baksanız buna çok kolay ikna olursunuz zaten. Nerden mi geldi şimdi durup dururken bunlar aklıma? Hani oturup akşama kadar "özgürlüğümüz kısıtlanıyor" diye bi yerlerimizi yırtıyoruz ya. Adamın birine durmadan giydiriyoruz ya..."Lütfen bana akıl verme benim aklım bana ziyadesiyle yetiyor" diyoruz ya...Senin ahlak anlayışınla benimki örtüşmüyor, sen benim yaşam tarzımı ahlaksız buluyorsun ben senin çalanı çırpanı baş tacı etme

Ah deme oh de!

Resim
Biri "ay lütfen çeker misin şunu" dedi. "Ay tabi çekerim güzelim, sakin ol" dedim. Biri "ya bi yürü git" dedi. "O gidiyo zaten, sen de bi yürü git, hadi canım" dedim. Biri "üüff bu ne, çekil şurdan" dedi. "Ne kadar sevgisizsiniz ama yaa" dedim. Ötekine "ne kadar saygısızsınız" berikine "E yuh ama" diğerine "Pessss" dedim. En son "ahh, ohhhh" sesleri çıkaran ablaya "e ama yeter artık, hayatının orgazmını yaşasan bu kadar yatak odası sesini bi arada çığıramazsın diyecektim ki...son anda onu içime atmayı tercih ettim. Ayıp ama yaa! vallahi de ayıp billahi de ayıp. Yapmayın. Lütfen yapmayın...! Böyle bi sevgisizlik, böyle bi kendinden menkul davranış şekli,  böyle bi gereksiz şımarıklık, böyle bi saygısızlık yok. Adım başı "korkmayın, hiç bi şey yapmaz" açıklaması yapmaktan helak oluyorum. Bu mudur yani? Hele şu "ah oh" çığlıkları atan,  bi de

Kocası Mirgün Cabas olan herke(s)e herke(z) demesin!?

Resim
Kadına kocası üzerinden değer biçmek diye bi şey var. Bir terazi getirin gözünüzün önüne. Bi kefesine erkeği koyuyorsunuz diğerine kadını. Erkek ne kadar ağır çekiyorsa, kadının değeri de bu değer üzerinden yükseliyor. Erkek ne kadar hafifse, kadın(cağız!?) da bir o kadar üfle gitsin... O tartı ona göre ayarlanmış çünkü. Başka ölçü bilmiyor. Kocası Mirgün Cabas olanın hali nicedir? :) Tuba Ünsal instagramda bir fotoğraf paylaşıyor. Fotoğraf da çocuklarının fotoğrafı ve diyor ki üst yazısında " alışveriş yapıldı, herke(z) kendi halinde." Sonra gelsin yorumlar... Algıda seçicilik diye biz buna diyoruz galiba. Dana gibi çarptı gözüme o yorum. Aynen şöyle yazıyordu. " Tuba hanım lütfen ama! herke(z) değil herkes olacak o. Mirgün Cabas gibi bir kocaya rağmen bari siz yapmayın" Bu ne yahu!? Tamam o "z" direk batıyor göze. Hiç bi itirazım yok. Hepimizin bi takıntısı var. Bana da ayrı yazılması gereken de'ler da'lar çok batıyor mesela. Bildiğin