İlle de yazmak isteyince...banktaki bonus saçlı yabancı-yı!

Dersten çıktım. Kızılay Metro durağına kadar Ayfer'le yürüdük...o otogara abisini uğurmalaya gitti. Ben İmge Kitabevine...
Canım biraz sıkkındı.
İmge'ye girdim, nerdeyse hiç bi şeye bakmadan bi tane "Uykusuz" alıp çıktım.
Tekrar yürümeye başladım, meşhur adıyaman çiğköftecisinin önünden geçerken kısa bi tereddüt yaşadım. Canım çekti resmen, şöyle  nar ekşili-sinden.
Ama durmadım, devam ettim.
Dümdüz ilerlerken Zara' nın biraz yukarsındaki bankta oturan bi çocuk gördüm. En fazla 19 -20 yaşlarındaydı. Kıvırcık kocaman boonus saçları vardı...öyle şirin göründü ki gözüme.
Gittim,  oturdum yanına. Bi sigara yaktım. İçimden dedim ki " ben şimdi bu cocuğa desem ki, ben blog yazıyorum şu gövdenin üzerinde taşıdığın kafa varya...resmen beni cezbetti.
Bi fotoğrafını çekebilir miyim altında içindeki -seni- kendi duygularımla resmedebilir miyim?
Çok ilginç olmaz mı sence de? En azından bi  "anı"... düşünsene!
5 dakka geçti...on dakka geçti. ikinci sigaramı yaktım...
Bi türlü soramadım.
muhtemelen delirdiğimi filan düşünecekti?
Ya da kimbilir  "ne demek? elbette!"  diyecekti.
Ben fotoğrafını çekecektim, biraz sohbet edecektik , belki aradaş bile olucaktık?
Sonra kafamda onun için yarattığım dünyayı okuyacaktı...
Tamamen olasılıklar üzerine kuracağım; belki on  tahminiminden ikisi tutacaktı.
Belki de hiç biri.
Ya da  hepsi cuk diye oturacaktı, nerden  belli?
Her halukarda bugünki hikayemin kahramanı olacaktı!
Hoş...  gidişat o ki... "oldu bile!"
Yazmaya gönül verenlere hep tavsiye edilir hani.
"gözlemleyin" diye...
bakın...anlamlandırmaya çalışın...diye.
Oysa ben iyi bi dinleyiciyim ama iyi bi "bakıcı" değilim aslında.
Küçükken okula gitmek üzere tam kapıdan çıkmak üzereyken,  annem hep şu cümleyi söylerdi bana. "sağına soluna bakma!"
Yıllar sonra "halt etmişim, ne cahilmişim?" dedi ama;
geçmiş olsun :)
Hal böyleyken, bilinçaltıma işlemiş olabilir mi?
Bendeki bu bakıp da görme-me hali.
Yazın mesela,  gene bi yerlerde oturuken Serap gelip boynuma sarıldığında, boynuma sarılanın kim olduğunu o beni bıraktıktan sonra görebilmiştim.
İnsan burnunun dibina kadar girip ona sarılan birini,  o ana kadar  görmez mi?
Neyse...oluyor demek ki!
Geçelim bunu şimdi.
Diyorum ki: sorsam...kim bilir neler analatcaktı?
Belki kız arkadaşıyla yaptığı son kavgayı,
belki babasıyla başının bi türlü hoş olmadığını.
Okuldan nefret ettiğini? ama -mümkünse- okumayı çok sevdiğini!?
Rock dinlediğini.

Pazar-ları, o da sevmiyor olabilirdi mesela,
ama bugün Cumartesi...şahane değil mi diycekti!

Şair diyince aklına kimin geldiğini,
Erdoğan -ı sevip sevmediğini...seviyorsa neden? sevmiyorsa neden? sorularının cevabını verecekti.
Atatürkçü müydü acaba?
peki milliyet-çi olabilir miydi? ...
sanmam!

Onu anlatan bi şarkı...ya da film var mıydı?
Sabahları nasıl bi ruh haliyle uyanırdı?
Otobüse para vermeden inmiş miydi hiç?
Bi konsere biletsiz girmiş-miydi?
Kitap çalmış mıydı hiç bi fuar zamanı?
Bayram günlerini  sever miydi?
Sevgilisine çiçek alanlardan mıydı?
Yoksa "ben odunum sevgilim, beni böyle idare et" diyenlerden mi?
....
Bence; kesin 19 yaşındaydın, psikoloji, sosyoloji ya da felsefe okuyor olabilirsin.
Hatta bence sen şiir de seversin, en sevdiğin şair Neruda, en sevdiğin yazar Neitzsche olabilir pekela!
Bi sabah şiş gözlerle uyandığında, uykunu alamamış olmanın verdiği asabiyetle sevgiline anlık kabalık yapabilecek potansiyele sahipsin.
Okuduğun bölümü sevdiğini düşünüyorum...
Babanla sürekli hır gür halindesin.
15 yaşında bi çadır kampına gitmiştin ve bence bi kızla ilk defa orda öpüştün!
Heyecanlanmışsındır da sen şimdi? :)

Erdoğan'ı seviyor olamazsın!
Tahminim o ki, yüzde bi milyon Atatürkçü'sün!
Gece çok geç saatlere kadar uyuyamıyorsun.
Sabahları çok aksi uyanıyorsun ama;  iki kahveden sonra,  yavaş yavaş havayap girip, yanındaki kızdan makas alabiliyorsun.
Otobüse para vermeden inip inmediğini tahmin edemiyorum ama "yapabilirsin!"  bak bu kafamda kesin! :) Bugüne kadar yapmamış olman, bundan sonra yapmayacağın anlamına gelmez değil mi? :)
Biletsiz konsere de illaki girmişsindir. Zira, öğrenciliğin şanındandır, yapılır!
Hiç kitap çalmadıysan da, Tandoğandaki Migrostan fıstıklı bi milka yürütürken kameralara yakalanmış, "yerli malı da yemiyor hayvan!" diyen güvenlik görevlisinden bi araba dayak yemiş, sonra gelen satış müdürünün "nerelisin sen" sorusuna? "Sivaslıyım" diyince,  "ulan dua et sen soyuna sopuna, elimden bi kaza çıkmadan defol git!" buyruğuyla...azad olmuş olabilirsin.

En çok görmek istediğin yer Amsterdam, en son gitmek isteyeceğin yer karşı komşunuz olsun!
Canın bira çekince, ya Nefes ya Telvedesin.  (ki buna kalıbımı basarım! :)

Amy Wınehouse'u çok seviyorsun...
bi de kesin kısa winston-soft içiyorsun.
...
Dedimya;
Maksimum 19 -20 ydi yaşı.
Kimbilir ne zaman, nasıl biriktirdi?
gözündeki o :  "ne anlatıyosun? boşversene sen;
satmışım anasanı ben bu dünyanın zaten!"
bakışını!

Yorumlar

  1. hani demiştim ya yaz; yazdıklarını da bizimle paylaş paylaş ki uzay boşluğunda kaybalmasınlar. İyi ki bizimle paylaşmaya başladın yazılarını devam, devam, devam....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. artık suya yazılan mektuplar değil hiç biri...ve bu iyi bişey galiba!? :)

      Sil
  2. Bu gözlemleme halini çok sevdim Oya öyle güzel anlatmışsın ki sanki o çocuğa bir gün ben de rastlamışım da sokakta bunların hepsini biliyormuşum gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kişiden kişiye değişir tabi bu ama; benim için hissettiğim şeyin karşı tarafa geçmesi güzel bi ölçü, bu yüzden söylediğin şey çok mutlu etti beni. Teşekkür ederim Nihan...

      Sil
  3. Fotoğrafını çekmediğin iyi olmuş.... Şimdi kafamda tipolojisini kendi belirlediğim kıvırcığın biri geziniyor.... Olmasını istediğin şeklini yazman bence daha özgün... Tanışsaydın olanı yazma ihtimalin de vardı ama.... İhtimaller... ihtimaller... ihtimalller.... ne güzeller.....

    YanıtlaSil
  4. Hiç kitap çalmadım çünkü elimdekine bile aslında sahip olamadığımın farkındaydım. Bir sukunet özlemiydi saçlarım. Arasında kaybolmak istedim belki. Asi de değildim üstelik babam bilakis pısırık bulurdu beni. Hiç çadır kampına da gitmedim, sayki hiçbir kızıda öpmedim. Belki bir oğlanı sevdim oğlan başıma. Belkilerin hep senin belki. Sende herkes gibisin belliki. Ve bana dair tüm belkilerin... fiyasko... belliki...

    YanıtlaSil
  5. Gece gece uykumdan ettin beni. Tek kalemde harcamışsın benim hayal gücümü ama... :) bu şu an hissettiğim şeyi değiştirmiyor.Her kimsen??? kurduğum hayalin dibine dinamit koyan aklına, dünyaya baktığın pencereye selam!!! hem de gönlümün en dibinden...

    YanıtlaSil
  6. ve yine harika :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

hoşgeldiniz

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peki'yi kim icat etti?

ERTUĞRUL ÖZKÖK: CENAZEM KİLİSEDEN KALDIRILSIN İSTİYORUM!

Rötarlı: Grinin Elli Tonu