İTİRAZ ET! hayat, itiraz edenlerin omuzlarında yükselecek...!

Çok güzel tasarlanmış bir  kitap kapağı kadar albenisi var.
Olağanüstü güzel yazılmış bir  şiirin son cümlesi kadar vurucu...!
Bir şairin en cüretkar olduğu an kadar çıplak!
...
Karşımda, biraz çocuk, biraz yetişkin, biraz -erkek- ama çok yüksek dozda bir "kadın" var...!
Öylece baka kalıyorum...

Ne kadar küçük, ne kadar BÜYÜK, ne kadar höt-höt, ne kadar naif...ne kadar güçlü bi kadın görüyorum...!

Nutkum tutuluyor...ağlamak istiyorum...!

Duygu patlaması mı?
muayyen günümde miyim?
neyin nesi bu?
bu nasıl bir duygu?

İçimden "aşk" geçiyor...
içimden "savaş" geçiyor...
İçimden "küslük" geçiyor...

İçimden barışıyorum....!

(barıştıklarım,  henüz bunu bilmiyor...)

İçimden "ayrılık" akıyor...
içimden "vuslat" geçiyor...
İçimden "hasret" geliyor...

İçimden sarılıyorum....!

(sarıldıklarımın, hiç haberi yok bundan....!)

"Biliyorsunuz" diyor..."ben gitmelere takığım, git, git(me), gitme dur yalan söyledim, ya da git sen git, hadi git! hadi kendini ellere ver.... yok vazgeçtim -geri dön- ne oluuur geri dööönnn, uzanıp tutuver elimi bir gün, utanır diyemem, ne olur geri döönnn...geri dön...geri dööönnn...!" :)

gözümden yaş geliyor...ama bu kez gülmekten:)

Öyle bi kadın geçti işte gözlerimin önünden....
gözlerini bi an bile kaçırmadan geçti...
gözlerimin taa içine, baka baka geçti...!

Bir üzüm bağı gibiydi...
yüreğinde süzdüğü şaraptan, elime bir kadeh verdi...
"hadi! şimdi iç..." dedi.
Buğuluydu...
ateş kırmızısydı...!
Biliyordum, emindim;
rengi hiç solmayacaktı...

Evet; belki bu topraklarda yazılmış en güzel "aşk" şarkılarının altına adını "oya gibi" işledi...AMA;
Bana sorarsanız aşkın zaten hep bi sahibi var...
bekçisi ayrı koruması ayrı, yücelteni, elinden tutanı çok da;
İsyanın, başkaldırmanın, itiraz etmenin şairi sanki çok az...
"itiraz!" daha öksüz...daha yalnız...
itiraz edenin koluna gireni çok az...(dır!)

İtiraz hep -tek tabanca- itiraz hep, yoldaş arayandır!

Bin yıllık hikayesi var hani, Nasrettin Hoca bile, Padişahın karşısına dikildiğinde arkasında kimse kalmamıştır...!

Neden?

Severken bile böyle  değil mi aslında;
"itiraz etmeden" sevenlerin alkışlayanı çoktur mesela; fındık fıstık atarız başlarından,
oynarız, halay çekeriz düğün dumbul ederiz DE;
"İtiraz ederek" sevenleri hep kınarız...!
Ben "sizin kurduğunuz düzene" uymadan seveceğim, gidip de belediye başkanına imza vermeyeceğim! diyenleri hep -öte-leriz (ya...)
...

Oysa, ağzından çıkan neredeyse her cümleye "kutsal" gözüyle baktığım o kadın varya o kadın!
"Şu yaşadığın hayatta her şeyi sorgula,
boyun eğme,
İTİRAZ ET!
hayat, itiraz edenlerin omuzlarında yükselecek...!!!" dedi bana...!




(dipnot: Bir Sezen Aksu konserinden, bana kalanlar...)





Yorumlar

  1. Dil yetmeyince, göz görmeyince, gönül hissetmeyince
    Kırılınca camdan kalp, dönüp yalnızlığa kilitlenince
    O zaman şarkı söylemek lazım avaz avaz
    O zaman şarkı söylemeli çığlık çığlığa

    Bir gün umarım herkes sevdiği şarkıyı yüksek sesle söyler, kim ne der demeden.

    Sevgilerle...

    YanıtlaSil
  2. buraya yazılacak en güzel yorumu da Sezen yapmalıydı tabi! :)) Teşekkür ederim Nihan..."yeşil erik, beyaz örtüye konmadan...!" gibi bi de :))

    YanıtlaSil
  3. Birkaç kez. Konserini izleme fırsatı bulmuştum. Bir çok kez televizyon ekranlarındayken gözümü ondan alamadım. Kendisi hakkında haberler, arkadaşlarından yorumlar, röportajlar hatırlıyorum. Hatta arkadaşım vasıtasıyla kendisinin elini sıkıp onu çok beğendiğimi bile söyledim.. Sağol canım söyleminin içtenliği hala kulağımda.
    Bunlara dayanarak.
    İTİRAZIM var.
    Bu yazıdan Sezen hanımın mutlaka haberi olmalı, bir şekilde bir yerlerden bu yazı ona ulaşmalı. Sevenlerine böyle duygular hissettirebildiğini bilmeli. Bu onun hakkı.
    Bu yazıyı ne yapıp edip, okumasını sağlamak lazım.
    (Tabi okumadığı, ya da ona ulaşmadığı varsayımıyla)
    Tebrik ederim sizi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok, öyle bi çabam olmadı, denemeyi de düşünmüyorum, ama kalben bi şekilde ulaştığına inanıyorum! o ayrı :)

      Sil
  4. Şair...
    Üretken...
    Yok yok, anaç bir doğurgan..
    Hani bazi özellikler vardır "yetenek kardeşim, allah vergisi,onunki başka, yapıyor yaaa,ohaaaa bu ne yapmış yaa" gibi terimlerle altı desteklenir..
    kişiyi hallerden, hallere sürükler.. dedemin değimiyle... "pek çikin" yapar..
    Tüm bunların müsebbihi...
    Denizlinin sarayköy ilçesinde doğ, postahane memurluğundan buralara gel.. orası ayrı bi hikaye tabi de...
    Sevdiklerinin değimiyle... "Bastıbacak" bi tip... Her kılığa bürünük.. Daha birçok duygunun, halin, durumun karşılığı o...
    Neler yaptı ruhuma bedenime ya.... Helalı hoş olsun.. Canı sağ olsun..
    Yoksa heder olacaktı bu beden...
    Birçok taddan mahrum kalacaktı...

    Sanki birlikte yediğimiz çok lezzetli bi yemeği tarif ettin ve tadı damağıma geldi.. Oya...
    Eline, ağzına sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rica ederim diycem ama o da biraz garip geliyor zira teşekkürlük bi şey midir bu yaptığım bilmiyorum. SAdece duygularımı yazdım üstelik azaltarak yazdım fazlası içimde! :)) sevgiyle...

      Sil

Yorum Gönder

hoşgeldiniz

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peki'yi kim icat etti?

ERTUĞRUL ÖZKÖK: CENAZEM KİLİSEDEN KALDIRILSIN İSTİYORUM!

Rötarlı: Grinin Elli Tonu