O anlattı sen dinledin. Sen anlattın o dinledi. O ayaklarını karnına doğru çekmişti. Sen duvara dayamıştın. Onu gördüm dedin. Dün akşam üstü, saat 4'e 10 kala. Biz arabanın içindeydik. Onlar yaya... öylece gidiyorlardı...belki bir hırdavatçıya, belki bir ayakkabıcıya, belki çilingir arıyorladı, belki öyle, amaçsızca... onlar gidiyordu. Biz duruyorduk. Kırmızı ışıkta. Saat kaç dedim. 4'e 10 var dedi. İçimden ılık ılık bişeyler gitti... Sonra onlar da gitti. Sonra solumuzdan bi kuş uçup geçti. Sonra başımızdan bi uçak geçti. Sonra yanımızdan bi sarı taksi. Bi tek biz kaldık orda sanki. Bi tek biz gidemedik. Bi tek biz... orda öyle saatlerce, bize yanacak bi yeşil ışığın götünü bekledik. Meret. Yanmadı gitti... ve şimdi bütün saatler, hala...hep...4'e 10 var sanki!? dedim. Dahası...gözleri hala şiir gibiydi... Bizimki doğruldu yatakta, siktiret...! dedi.
Yorumlar
Yorum Gönder
hoşgeldiniz