Rüyalarda buluşuruz...

İlk gördüğüm zamanlar Üniversitesi sınavına hazırlandığım döneme  denk geliyor. Çok uzun süre neredeyse her gece aynı rüyaya yattım. Aynı rüyadan uyandım. Önümde deniz desem değil, nehir desem değil, bir su birikintisi. İçine atlayıp yüzmeye çalışıyorum ama başımı hep taşa toprağa vuruyorum. Atlarken bana çok derin görünen o su,  içine girince çekiliyor sanki....Senin anlayacağın o özlü sözdeki gibi aynen, bastığım yeri değilse de yüzdüğüm denizi kurutuyordum. Çok can sıkıcı bir hale gelmeye başlayınca hayatımda ilk defa en yakın arkadaşımın ısrarıyla psikoloğa değil de okulun rehberlik danışmanlık hizmeti veren hocasının karşısına dikildim. O meseleyi kayrayamadı başta tabi. Sandı ki "hocam ben ne okuyacağıma bir türlü karar veremiyorum, bana yardımcı olur musunuz?" diyeceğim.

Ben öyle küt diye "saçma sapan bir rüya görüyorum hem de neredeyse aralıksız her gece aynısını tekrarlıyorum, ne bu şimdi?" diyince adamcağız bi kaldı tabi karşımda. Bir şey söyleyemedi uzun bi süre. Sonra dedi ki bana "Bak Oyacığım...bu kadar uzun süre eğitimini almış bir insan olarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki biri daha şu kapıdan içeri girdiğinde az çok ruh halini kestirebiliyorum. Sitresli mi, üzgün mü, agrasif mi, anlık ya da dönemsel bir sıkıntı mı yaşıyor? Bunların hepsini daha o üç adım atıp şu koltuğa oturduğunda oturma şeklinden bile çıkarabiliyorum."

Vaaz başladı dedim içimden. Adam kendi reklamını yapmak için maaş alıyor galiba. E malum o yaşta  (aslında her yaşta) her şeyin en doğrusunu biz biliyoruz ya. Ben de kendimce koydum teşhisi hemen. Kısaca hoşlanmadım abiden. Bir kaç şey daha söyledi işte kendi çapında, az çok tahmin edeceğiniz cinsten. Hepsini hatırlamıyorum tabi. Ama bi şey ekledi ki sonuna onu hiç unutmadım.

Bugün gibi aklımda!

"Bazen ber şeyi çok isteriz...çok kalpten çok derinden isteriz...Hayat hep ihtimaller üzerine kurulu. Bazen olur istediğin, bazen de ne yapsan olduramazsın. Seninki çok basit bir endişe aslında ama bunu çok içselleştirmişsin. O sınavı alamamaktan korkuyorsun. Hepsi bu! Yani geçecek..."

Birebir bu kelimelerle değildir elbette, bu aklımda kalan hali ama bunlara çok yakın şeylerdi söyledikleri. Yani ana fikrini alacaksak özünde dedi ki "KORKMA DELİRMİYORSUN!"

Ne var ki geçmedi.

Hayır siz de korkmayın. Delirmiyorum elbette. Delirmedim. :) En azından henüz değil.

Amma velakin benim eski rüyam  nüksetti.

Ankara'da değilsin ki artık. İstanbul burası yahu! Koca boğaz var. Gir yayıla yayıla yüz di mi?

Yok!

Beceremiyorum.

Kaç gecedir üstüste rüyamda o suya atlıyorum...atlarken gene çok derin ama; ben girince kuruyor...

Neden ki?


Yorumlar

  1. yanıbaşına bir bardak su koyuver... Bu seni rahatlatı verecektir Canım. Başkalarının aksine kuru kuruya öğütten daha tesirli.. Kim sıkıntısız ve sorunsuz bir hayat sürüyor ki. Kim korkularıyla cesaretle yüzleşip aşabilmiş ki. Zaten korktuklarımız başımıza gelmiş olanlar değil midir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

hoşgeldiniz

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peki'yi kim icat etti?

ERTUĞRUL ÖZKÖK: CENAZEM KİLİSEDEN KALDIRILSIN İSTİYORUM!

Rötarlı: Grinin Elli Tonu