BEATLES DİNLEYEN TAKSİ ŞOFÖRÜ VE KIZLAR TUVALETİ

Bugün sabah saatleri, atladım bir  taksiye ve olaylar şu şekil gelişti.

"Müzik rahatsız ediyorsa kapatabilirim kızım!"dedi şoför.
"Olur mu! tam aksine bayıldım. Hatta mümkünse sesini biraz açalım."dedim ben.
"Mümkün olmaz mı! En sevdiğim şarkıları. Şimdi böyle şarkılar yapılmıyor  (yesterday)"dedi şoför ve ben asıl sormak istediğim soruyu direk soramadığım için konunun etrafında dolaşmaya başladım. Sanırsınız çocukluğuna ineceğim adamın. Yanımızda üç yaşında çocuk otursa anlar. "Bu kız bir şeyin peşinde ama neyin?"
Direk itiraf ediyorum. Ön yargı berbat bir şey. Taksi şoförünün aslında taksi şoförü olmadığına, başka bir işle uğraştığına ve bir şekilde yaşlanıp emekliye ayrılınca gelip o koltuğa oturduğuna inanıyorum o sırada!

Öyle değilmiş. Yıllar yılı baya bildiğiniz "düz" taksi şoförüymüş. Tamam kafadan kendimi de harcamayacağım. Çünkü malumunuz minübüs ve taksilerde çoğunlukla Ankaralı Namık ve türevleri tarzında müzikler çalar. Gene de kızdım kendime. Demek ki neymiş hayatta her şey için en kötü ihtimalle yüzde bir ihtimallik bir açık kapı bırakmak gerektiğini unutmamak gerekiyormuş!

Bugün akşam saatleri...

Kadıköy'de, oturdum bir mekanın sokağa bakan masalarından birine, buzzz gibi bir bira söyledim kendime. E bira içince bünyeye ne olduğunu biliyoruz. Bir süre sonra tuvalete çıktım. Sıra var. Önümde iki kız bekliyor, ben de hemen arkalarında.
Bir kaç dakika sora bir adam çıkıyor içerden.
Önümde bekleyen kızlardan biri diyor ki "yanlış mı girdiniz?"
"Yoo!" diyor adam. "Öbür taraf doluydu buraya girdim."
"Ne demek öbür taraf doluydu buraya girdim?" diyor kız.
"Baya açık konuştuğumu sanıyorum" diyor adam. "Ne farkeder!?"
"Çok şey farkeder, ben şimdi oraya çişimi yapamayacağım!" diyor kız.
"Valla o senin sorunun!" diyip arkasını dönüp gidiyor adam.
Kız ha delirdi ha delirecek. Hırsını alamıyor. Bana dönüyor bu kez. "Edepsizliğine bakar mısınız herifin!"
"Bakmam" diyecek oluyorum. O sinirle kız benim üstümden dümdüz geçebilir. O riski almamaya karar veriyorum. Ama yani susamayacağım da!
"Bence de farketmez!" diyorum.
"Nasıl yani?" diyor.
"E ne farkeder? belli ki çok sıkışmıştı, girmiş çıktı işte!"
Israrla aynı şeyi tekrarlıyor. "Ben oturamam şimdi o klozete!"
"Oturmadan yapın!" diyorum.
Garip garip bakıyor suratıma.
"Yani bu tip yerlerde ben genellikle oturmadan yapıyorum, baya bildiğiniz havadan!" diyorum.
Gülecek gibi oluyor ama sıkıyor kendini.
Bir iki dakika daha söylendikten sonra ben izin istiyorum. "Girmeyecekseniz ben girebilir miyim?"
Gözlerini fal taşı gibi açarak "buyrun" diyor.
Ben giriyorum...Çıktığımda kız yok. (tu!)
Orda kızla oturup hadiseyi enine boyuna tartışacak halim yoktu elbette. Ama kendi durumumu şöyle izah edeyim. Beyoğlu'nda İst Cafe var hani. Seviyorum orayı ben. Hemen ayak altında. Kolayıma geliyor. Vaktim varsa ordan geçerken kesin oturup bir kahve içiyorum orda. Günlerden bir gün de bugünki adamın yaptığını yapıyorum orada. Ama nasıl sıkışmışım. Başka hiç bir seçeneğim yok. Kızlar tuvaleti dolu ve ben ya altıma bırakacağım ya da erkekler tuvaletine gireceğim.
Girdim.
Bir iki  saniye sonra kapı çaldı.
"Dolu" diye bağırdım içerden.
Sonra tekrar çaldı.
Sesimin duyulmadığını düşünerek daha yüksek sesle "dolu" diye bağırdım bu kez.
Yok ama durmuyor. Kapı ısrarla çalıyor. Hızla ellerimi yıkayıp "eeeh!" modunda söylenerek açtım kapıyı. Bir turist. Bağıra çağıra ingilizce bir anneme küfretmediği kalıyor. Biz aslında böyle durumlarda tam tersini düşünürüz mesela. Ecnebiler daha esnektir bu konuda falan gibi. Biz de ecnebi aşığı mıyız neyiz!? Neyse. O başka bir tartışma konusu. Adama kısaca "kes, gir içeri rahatla işte!" minvalinde bir şeyler söylenip (ama ben de onun gibi yüksek tonda bağırarak) arkamı dönüp gidiyorum.
Deyeceğim şu ki! Yahu bende mi yani tuhaflık. Ya da sadece bugün kızlar tuvaletine giren o adamda mı!? Kaldı ki artık bir sürü mekan var öyle tuvaleti tek olan. Hadi onu geçtim kızın özel hassasiyetine geldim diyelim. "Oturamaz-mış!"
Sokaktaki adam uzaylı mı!? Kendi evinde sevgilisinin ya da kardeşinin girdiği tuvalete girmiyor mu o kız yani?
O adam da muhtemelen birininin kardeşi yada ağabeyi, bir kızın sevgilisi, bi annenin evladı. Duygusal ya da başka türlü bir bağımız olmayan adamlar vebalı mı!?
Neyi bu kadar kasıyorsunuz ki?
Ha yok ille de "ben yabancı bir erkeğin çişinin üstüne çiş yapamam" diyenlere nacizane tavsiyem.
Havadan yapın!
:)
İçine atmaktan iyidir!


Yorumlar

  1. Haklısınız aslında. Üstelik bi'çok mekândaki tuvalet unisex tuvalet varken, erkek, kadınlara mahsus olanı kullanmış ne çıkar!

    Lakin şöyle bir detay da var, havadan yapmayı akıl edemeyen ya da bunu başaramayanları haklı kılan. Erkekler tuvaletinde de olan bir sorun bu. Pisuvar kullanmayıp da klozete ayakta işeyen güruh, zaten her alanda tezahür eden bencilliği ile klozetin kapağını kaldırmıyor ve kendisinden sonra orayı kullanacak kişiye berbat bir yer bırakıp gidiyor, fermuarını çekip. Bi'çoğu elini dahi yıkamıyor hatta. Bu çerçeveden baktığımda kızı haklı buluyorum. Hele bir de, otomatik değişen klozet örtüsü yoksa. O adam da, muhtemelen klozet kapağını kaldırmadan yaptı ve gitti. Çünkü başkası hiç umurunda değildi. "O senin sorunun." derken de, bu kanaati haklı çıkarıp gidiyordu aslında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin bu kadar ön yargılı olabileceğini hiç tahmin etmezdim yalnız. Yazıyı dikkatli okuduysan tuvalete kızın değil adamdan sonra benim girdiğimi kaçırmaman lazımdı! :) Tavaleti adamdan sonra ben gördüm ve seni temin ediyorum tuvalet temizdi.Kaldı ki pis de olabilirdi. O tip yerlerde istediğin kadar temiz tut on beş dakika ömrü var. Ev tuvaleti gibi steril bi ambiyans yakalayamazsın orda :)) Havadan sağa sola sıçratma mevzuna gelince, biz malumunuz tabitamız gereği :)) onu istesek de yapamayız. Havadan da yapsak o bildiğin düz iner aşağı! :)) Evet erkekler bunu yapıyor ama bu erkeklerin genel tuvalet alışkanlığıyla ilgili. Evdeki erkekle sokaktaki erkek çoğunlukla aynı kişi! :) Tek başına belirleyici olamaz yani! Nacizane fikrim. :)

      Sil
    2. Gecenin bir vakti olmasına ve azıcık da içmiş olmama rağmen, kesinlikle fark ettim, kimse girmiyorsa deyip senin girdiğini, çıktığında kızın orada olmadığını, ama...
      Siz havadan yapabilme gurusu olduğunuz için temiz olup olmama hususunu önemsiz kabul ettim ve adanın kıza karşı tutumunu, tuvaleti kullanırken özensiz olduğunu karine kabul ettim. Kaldı ki, klozet kapağını kaldırmadıysa eğer temiz bırakması mümkün değil. Ama belki de, benim gibi, kapağı kaldıranlardandır o da :) Evet tamam, bir önyargı bu ama buna biraz da tuvaleti kullanan o kişi sebep oldu. Sorarlar, hırsızın hiç mi suçu yok diye :)

      Hijyen konusunda tamamen aynı fikirdeyiz. Evde bile bu hijyenin sağlanması çok zorken, genel alanlarda imkânsız olduğunu söylemekte bir sakınca yok bence ama kimse, başkasının çişi ile ıslatıp kirlettiği klozet üzerine oturmasını da bekleyemeyiz. Kız da, kadınların oturarak ama erkeklerin ayakta yaptığı genel kabulü çerçevesinde, tuvaletinin kirletilmiş olduğunu düşündü ve tepki gösterdi.

      Sil
    3. Valla ben abartılı buluyorum. Hatta bence hiç farketmez. Her yerin tuvaleti tek olabilir. Netim yani bu konuda. Öbür mevzu dediğim gibi hepimizin genel tuvalet alışkanlığıyla ilgili. Emin ol kızlar da erkeklerden çok farklı değil. Yani oralara kadar girmeyim dedim ama bunu sen istedin! :) Yerlerde serili pedler mi dersin, ne ararsan var yani. inan çok farklı değiliz birbirimizden. O yüzden bana çok farketmiyor. Bir kadın girip berbat da bırakabilir, bir erkek girip temiz de bırakabilir. Ya da bunun tam tersi. Genellemek mümkün değil yani! Bence.

      Sil
    4. Hadi ya! Sadece unisex tuvaletler ile erkeklere ait olanları görmüş birisi olarak, kızların tuvaleti ile ilgili itirafınız şaşırttı beni. Daha temiz, daha düzenlidir diye düşünürdüm hep de, o yüzden biraz hayal kırıklığına uğradım ve hayal kırıklığımın öznelerine de içerledim :)
      Bundan sonra kızlar tuvaletini kullanmaya özen göstereceğim ;)

      Sil
    5. Yeni bi'yazı var mı ki diye bakarken, bu yazının başlığı yeniden dikkatimi çekti; "Beatles dinleyen taksi şoförü..." ve yazıdaki, üzerine en konuşulası şeyi, "boktan" bir mevzuya feda ettiğimi fark ettim. Şaşkınlıkla tanıklık ettiğimiz şey üzerinde durmazken, "her şey için en kötü ihtimalle yüzde bir ihtimallik bir açık kapı"yı nasıl bırakacağız ki ;)

      Sil
  2. bir yerleri havada deyiminin gerçekte var olduğunu göstergesi... ahahahahhaa

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

hoşgeldiniz

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peki'yi kim icat etti?

ERTUĞRUL ÖZKÖK: CENAZEM KİLİSEDEN KALDIRILSIN İSTİYORUM!

Rötarlı: Grinin Elli Tonu