HEPİMİZ BİRDEN ÇILDIRABİLİRİZ GÖĞE BAKALIM

Herkes mi çıldırdı? Aklım almıyor. İki gündür patlayan Brad Pitt ile Angelina Jolie'nin boşanma haberleri üzerine sevinç nidası göstermeyen bir ben kaldım herhalde. İnstagram hesabımın ana sayfası "oh oldu" paylaşımlarından geçilmiyor. Aslında ilk soru onların derdi bizi niye geriyor olabilir ama bu artık abeste iştigalden başka bir şey değil. İlgilendiriyor işte yahu. Seni ilgilendirmiyorsa yanındakini, onu ilgilendirmiyorsa ötekini ilgilendiriyor. (İlgilendirmiyor diyen de yüzde doksan ihtimalle yalan söylüyor zaten.) Hepimizi ilgilendiriyor. En entellektüel duranımızı, en bir yerinden tüy aldırmayanımızı bile ilgilendiriyor. Açıktan değilse gizliden okuyor. Ama bu işin içine girdiğimden beri şuna eminim ki herkes şu ya da bu ölçüde magazin okuyor. Bunda anlaştıysak tepkilerin içeriğine giresim var hemen. Bir boşanma haberine niye herkes bu kadar sevinç gösterir. Kimse bu söylediğime cinsiyetçi bir yaklaşım, aman da ro ro ro diye atlamasın hemen. Başka bir şeyin altını çizmek için bu örneği vereceğim. Mesela adam eşcinsel, daha önce defalarca "bizim tek eşli olmamız mümkün değil" şeklinde açıklamalar yapmış. Ama o da seviniyor! :) Niye? Karma'dan söz ediyor. İlahi adaletten söz ediyor. Neymiş, bu hayatta yaptığımız her şey geri dönüp bizi bulurmuş. Yahu seni niye bulmuyor o zaman!? Ya da senin inanışına göre 70'inde bile olsan bugün yediğin hurmalar eninde sonunda gelip seni tırmalayacak. Neye sevinç gösteriyorsun bu kadar? Öyle bir şey yok. Ben size söyleyeyim. Mahkeme kadıya insan insana mülk değil kardeşim. Sanmıyorum ama konuya hiç hakim olmayanlar için minik bir hatırlatma yapayım. Bu bizim Brad var ya :) Angelina'yla birlikte olmaya başladığında Jennifer Aniston kızımızla evliydi hani. Sonra ondan ayrıldı ve malumunuz bin yıldır Angelina'yla beraber. Bizdeki Demet Akalın hadisesinin batı versiyonu yani. Geçen yıla kadar resmi olarak evlenmemişlerdi bile ama üçü biyolojik üçü evlatlık olmak üzere altı çocukları var. Kaç yıldır hepimiz Angelina'nın Brad'a hayran hayran baktığı fotolara bakıp bakıp iç geçirdik. Bir adama öyle bakabilecek kadar aşık olmayı diledik. Bir kadının üç çocuktan sonra nasıl o kadar dünyalar güzel olmaya devam edebildiğini gıptayla izledik. Sular duru duru akarken herkesin sevgiyle, hayranlıkla izlediği o kadın bir anda yine 'yuva yıkanın yuvası olmaz' yaftasının içine yerleştiriliverdi. Ha bir de meselenin her durumda topun dönüp dolaşıp kadının kucağına bırakılması durumu var ki evlere şenlik. Bunu da yapan yine en önce kadınlar. Yani Angelina yuva yıkan kadın ama Brad ne b.kum oluyor afedersiniz. Şimdi böyle düşünüp de benim bu yazdıklarımı okuyan kadından ilk yükselen cümleden o kadar eminim ki, "o da aynı b.k" der hemen. Yalan. Demiyorsununuz, mecbur kalmadıkça, biri özellikle bu cümleyi kurmadıkça demiyorsunuz. Brad da (Ahmet, Mehmet ya da Osman efendi işte) adam olsaydı da yapmasaydı demiyorsunuz. Kadın her durumda 'baştan çıkaran' çünkü. Direk tu-kaka yani. Bütün oklar benzer durumlarda önce kadını hedef alıyor. Önce kadını taşlıyor. Sonra az buçuk hakkaniyet duygusu olanlarınız da, 'e tabii, erkeğin de dikkat etmesi lazım' filan minvalinde bir iki kuru laf ediyor. Ama kadına yüklenirken o köpüren ağızlar erkeğe karşı nedense hep daha usturuplu. Yazık. Vallahi de billahi de yazık. İnsanlar biriyle beraberken başkasına aşık olabilir. Umulan, temenni edilen elbette bunun kimsenin başına gelmemesi. Ama burası hayat arkadaşlar. Hayatın zemini de çok kaygan. Ve bence o zeminde en önce kayanlar, en küçük durumda sersem gibi yere çakılanlar çoğunlukla böyle konularda kocaman laflar edenler arasından çıkıyor. Ha diyebilirsiniz ki 'ben böyle düşünüyorum kardeşim'. Eyvallah düşün tabii de, sevinç de gösterme yahu. Başkasının üzüntüsünden kendine sevinç devşirme. Bir de şu var, hemen açıklık getirmek istediğim :) Angeline benim babamın kızı değil, Jennifer da sizin babanızın kızı değil. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Sevgilim beni Angelina gibi bir hatunla aldatsa direk havlu atarım. :) Yapacak bir şey yok yani. Aşık atılmaz. Hayatlarında başarılar dileyip usul usul topuklarım. :) Acıysa da efendi gibi yaşarım. Zira gerçekten karma diye bir şey varsa o beddua da gelip yine seni bulacak çünkü. Onu da geçtim, başkasına aşık bir adamı ısrarla istemeye devam etmek diye bir şeyin gerçekliğine zerre kadar inanmıyorum. Ego o arkadaşlar ego!  Aşk falan değil. En iyi ihtimalle henüz adı konmamış başka bir hastalık olabilir. Hayır, başkasını arzuladığını bildiğin bir adamın bedeniyle sen ne yapmanın peşindesin hala!? :) Anlayan beri gelsin. Valla ben o adama bir daha elimi değil, günahımı vermem. :P Bence siz de vermeyin. Naçizane tavsiyemdir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Peki'yi kim icat etti?

ERTUĞRUL ÖZKÖK: CENAZEM KİLİSEDEN KALDIRILSIN İSTİYORUM!

Rötarlı: Grinin Elli Tonu