AYŞE ARMAN: YÜZ YIL YAŞAYACAĞIMI BİLSEM GENE ÖMER'LE YÜRÜMEK İSTERİM BU YOLU...
Evindeyiz bir gün. Balkonunda kahve içiyoruz. Babamı anlatıyorum ona… Evlatlık olduğunu ve bunu düğün gününde, damat traşı olurken öğrendiğini… Sonra geçiyorum başka konuya, sonra bir başkasına… Bir saat, belki daha fazla bir zaman geçiyor. Birden şöyle diyor. “Benim aklım hala babanda Oya! O an ne hissetti… Yüzünde nasıl bir ifade belirdi… O gece annenle seviştikten sonra uykuya kolay kolay dalabildi mi…Yoksa o yastık yüzüne battı mı?” İşte bunlar hep merak! Ayşe Arman için çok şey söylemek mümkün. Evet çok çalışkan; çok özgün. Türkiye’nin belki de en nev-i şahsına münhasır gazetecisi o! Yapılmayanı yapıyor, sorulmayanı soruyor. Ve bunu bin yıldır çıtayı hep daha yükselterek devam ettiriyor. Nasıl mı? “Bir sır varsa da, en azından ben bilmiyorum” diyor. O sırra ermek mümkün değilse de, en yakın bilgiyi veriyorum şu an size. Ayşe Arman merak ediyor… Benim babamı, senin kaşındaki yara izinin kimden kaldığını, ötekinin neden o esnada, kolunda saat olmadığını… Bu yüzdendir belki de...